
FRANCIS FORD COPPOLA’DAN POSTMODERN BİR BAŞYAPIT “MEGALOPOLIS”
Sinema Yazarı/Film Eleştirmeni EFE TEKSOY; bilim kurgu, trajedi ve dram türündeki “MEGALOPOLOS” adlı filmi, Amerika’nın Los Angeles merkezli Gazetesi @alaturkaonline için kaleme aldı.
SİYASET ÜZERİNE EPİK BİR POPÜLİZM MASALI
16 Mayıs 2024’te prömiyerini yaptığı 77. Cannes Film Festivali‘nde Altın Palmiye için yarışmak üzere seçilen Megalopolis, Sinema tarihinin en büyük film yapımcılarından birisi olarak gösterilen usta yönetmen Francis Ford Coppola’nın imzasını taşıyor. Yapım hikâyesi tam 40 yıl süren Megalopolis filmi vizyona girdi. Vizyoner yönetmen Coppola; izleyiciye siyaset biliminde popülizm üzerine epik bir masal sunarak, seyirciyi geçmiş ve gelecek içerisinde sürükleyip postmodern bir yolculuğa çıkartıyor. Coppola filmini “Hayali bir modern Amerika’da geçen bir Roma destanı” olarak tanımlıyor ve Roma’nın düşüşü ile Amerika Birleşik Devletleri’nin geleceği arasında paralellikler kurarak, MÖ 63’teki Catilina komplosu olaylarını modern New York’ta geçiren bir film sunuyor. Filmin senaryosu, New York’ta büyüyen Francis Ford Coppola’nın hayranı olduğu Fritz Lang‘ın klasik filmi Metropolis (1927) ve ayrıca Ayn Rand’ın Hayatın Kaynağı “The Fountainhead” adlı romanıyla karşılaştırılan Megalopolis, izleyiciyi ’Gerçekliğin Doğasını Arayış’’ ve ‘’Varoluş Sorunsalı’’ gibi felsefi meselelerle başbaşa bırakıyor. Böylece karşımıza, çağımız tekno-bilimsel ilerleyişi nedeniyle gerçeklik anlayışımızın temel varsayımlarını tahrip eden ‘’Biyo-Teknolojik Cesur Yeni Dünya’’ türünde bir yakın gelecek ile karşılaşıyoruz. Bu da bizi Fransız filozof Jean Paul Sartre’nin Varlık ve Hiçlik adlı Fenomenolojik Ontoloji Denemesi altbaşlığını taşıyan eserine getiriyor. Felsefi bir antropoloji olarakta görülen Varlık ve Hiçlik, felsefenin temelini oluşturan kavramların ayrıntılı fenomenolojik tasvirlerinin yapıldığı ve mutlak özgürlük anlayışının savunulduğu varlıkbilim üzerine felsefi bir denemedir. Burada ele alınan özgürlük anlayışını, filmdeki Cesar Catilina karakteri üzerinden görmekteyiz.

FİLMİN KONUSU
Dahi bir mimar olan Cesar Catalina, yıkıcı bir felaketin ardından çürümekte olan Yeni Roma’yı (eski New York) bir ütopya olarak yeniden inşa etmeyi amaçlar. Federal hükümet tarafından şehri yıkıp, ona uzay ve zamanı kontrol etme gücü verebilecek bir malzeme olan Megalon’u kullanarak sürdürülebilir bir ütopya olarak yeniden inşa etme lisansı verilir. İdealist sanatçı Cesar’ın en büyük düşmanı Belediye Başkanı Franklyn Cicero, gerici bir statükoya bağlı kalmaya devam etmektedir. Aralarında kalan ise, sadakati babası ve sevgilisi arasında bölünmüş olan Julia Cicero vardır.
Yıldız isimlerden oluşan oyuncu kadrosunda; Adam Driver, Giancarlo Esposito, Dustin Hoffman, Nathalie Emmanuel, Aubrey Plaza, Shia LaBeouf ve Laurence Fishburne yer alıyor.

MİMARLIK GÖSTERGEBİLİMİ
Filmin görsel atmosferde öne çıkan mimari göstergeler ve geometrik şifreler özellikle büyük önem taşıyor. İtalyan filozof, yazar, ortaçağ uzmanı ve semiyotikçi Umberto Eco, Mimarlık Göstergebilimi kitabında, mimari göstergelerin kavramsal yapısının işlevlerle bağlantılı olmasından yola çıkarak işlevlerin tanımına birçok yenilik geitirir. Eco,‘’Mimar, inşa ettiği yapıların tanıttığı yeni teknolojik öğelerin, o ilkel topluluğu, daha önce kullandığı geleneksel işlevleri yeniden gözden geçirmeye zorlayıp zorlamayacağına bakar.’ Avangardist bir yıkıcılık dürtüsüne kapılan mimar, insanları tamamen başka türlü yaşamaları için zorlamaya karar verir’ der. Filmde eski New York’u yani Yeni Roma şehrini adeta (Jean Baudrillard’ın Simülakrlar ve Simülasyon düzeyinde) yeniden yaratan ve izleyiciyi bu gerçekliğin içerisinde yolculuğa çıkartan Cesar Catilina, karşımıza düşsel bir mimar olarak çıkıyor. Fakat yarattığı bu yeni Roma, New York şehrinin kalıplarını bozmuyor ve şehrin mimari şifrelerine sadık kalıyor. Eco, mimarlığın retorik ve ideolojik beklentileri dönüştürmeye ve yeni bilgi üretmeye eğilimi olduğunu ve bu eğilimin gerçekleşebilmesi için de mimarlığın mevcut şifrelerinden bazılarını koruması gerektiğini belirtir.

MİMARİ ŞİFRE
İtalyan mimar Italo Gamberini, mimarlık için bir “Kurucu Göstergeler Şifresi” önerir. Bu önerideki iç mekan için kullanılan kalıplar (Tabanı belirleyen göstergeler, ilişkilendirici göstergeler ve dış cepheyi sınırlayan göstergeler gibi), mimarlığın aslolan kalıplarıdır. Umberto Eco, “böyle bir şifrelendirmenin somut olarak uygulanması halinde (pek çok değşik yapı için), sunacağı imkanlar, kuşkusuz, daha önceki şifrenin tipolojik-retorik katılığını, donup kalmışlığını aşmayı sağlar” diye ekliyor. Ayrıca Eco; eğer mimarlık, mekanları birbirine eklemleme sanatıysa ve, o zaman bu eklemlenmenin şifrelendirilmesi Öklid’in geometrisinde öngördüğü gibi olabilir. Bu noktada, ilk eklemlenmenin öğeleri mekan birimleri –ya da choremler (mekan)- sonraki eklem öğeleri de stoichea yani klasik geometrinin öğeleri olacağını söyler. Tıpkı filmde mevcut mimari şifreleri koruyarak eski eski New York’ta postmodern bir Yeni Roma inşa eden idealist mimar Cesar Catilina’nın yaptığı gibi.

NESNE YÖNELİMLİ ONTOLOJİ
Karakterin çıktığı bu mimari fütüristik yolculukta, bizleri geçmiş ve geleceğin iç içe geçtiği bir ütopik dünya karşılıyor. Yani; karakter bağımsız bir nesneler dünyasının ortasına sürükleniyor. İşte bu durum, izleyiciyi 21. Yüzyılın en büyük düşünce ekollerinden birisi olan Metafizikte, Nesne Yönelimli Ontoloji (NYO) felsefesine getiriyor. Fenomenoloji, Yorumbilim ve Varoluşçuluk felsefesine olan önemli katkılarından dolayı 20. Yüzyılın en etkili ve önemli filozoflarından birisi olarak kabul edilen Martin Heidegger’den etkilenmiş olan bu felsefi soruşturma; nesnelerin otonomilerini, birbirine ve insan bilincine indirgenemezliğini ve insan bilincinden bağımsız, kendi gerçeklikleriyle ilişkide girdiğini öne sürüyor. Bu felsefi görüşe Alman felsefesinin kurucu babalarından ve Dünya felsefe tarihinin en büyük filozoflarından birisi olarak anılan Immanuel Kant’ta da rastlıyoruz. Kant’ın, “Düşünülür ve Duyulur Dünya” ayrımında ve Kendinde Şey (Thing-in-itself) ile ilişkilendirilen Numen (Noumenon) görüşünde. Bu posthümanist dünya tasarımında, nesneler insanlar olmadan ilişki kurma ve hatta eyleme kapasitesine sahiptir. Çağdaş felsefedeki Spekülatif Gerçeklik Akımı’nın öncülerinden Amerikalı filozof Graham Harman, Nesne Yönelimli Ontoloji kitabında, “Gerçek nesneler, onları algılamamıza ya da düşünmemize bakmaksızın var olurken, duygusal nesneler yalnız bilinç faaliyetlerimizle ilintili olarak var olur.” diye belirtir.

YENİ ROMA ŞEHRİ
Filmde Yeni Roma Şehrine bir kaosun hakim olduğunu ve bu kaotikliğin gerçekliğin yerini aldığını görmekteyiz. Alman İdealizmi diye bilinen felsefî devinimin kurucu figürlerinden Georg Wilhelm Friedrich Hegel’in temel tezi; “Ussal olan gerçek olandır, gerçek olan ussaldır” şeklindedir. Yani gerçeklik kuramının temel fikri öznenin nesneyle bağlantılı olduğu ve biri olmadan diğerinin de olamayacağıdır. Hegel’e göre ussal olan yani akılsal olan gerçekliktir. Fakat Dark Matter evreni bizlere gerçekliği adeta akıldışı olarak sunmaktadır. Bu süreçte izleyiciyi Hegel’in felsefesine büyük bir hayranlık duyan fakat ona sonradan adeta kültürel bir savaş açan Varoluş felsefesinin babası Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard’ın biçimlenen son büyük metafizik sistemine getiriyor. Arı Hegelci tarzın diyalektik yasasına göre, tez antiteziyle karşılaşır, Kierkegaard felsefesinde bu antitezdir.

MEGALOPOLIS
Francis Ford Coppola’nın son başyapıtı Megalopolis; mitolojiden, tarihe ve felsefeye kadar onlarca konuda gönderme yaparak bilim kurguyla harmanlanmış bir fütüristik destan sunuyor.
Kesinlikle kaçırmayın.
İyi Seyirler Dilerim
EFE TEKSOY
Kaynakça
ECO. Umberto, Mimarlık Göstergebilimi, Çev. Fatma Erkman Akerson, Daimon Yayınları, 2019
SARTRE. Jean-Paul. Varlık ve Hiçlik: Fenomenolojik Ontoloji Denemesi, Çeviren Turhan Ilgaz, Gaye Ç. Eksen, İstanbul: İthaki Yayınları, 2011.
imdb.com
HARMAN. Graham, Nesne Yönelimli Ontoloji: Her Şeyin Yeni Bir Teorisi, çev. Oğuz Karayemiş, İstanbul: Tellekt Yayınları, 2023
HEGEL, G.W.F. (2005) Tinin Görüngübilimi, çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınevi, İstanbul.
KIERKEGAARD, S, Ya/Ya Da, Çev. Nur Beier, İstanbul: Alfa Yayınları. 2020
KANT, Immanuel (1993). Arı Usun Eleştirisi, çev. Aziz Yardımlı, İstanbul: İdea Yayınevi.
KANT, Immanuel (1994). Pratik Aklın Eleştirisi, çev. İoanna Kuçuradi, Ülker Gökberk, Füsün Akatlı, Ankara: TFK.
KANT, Immanuel (1995). Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena, çev. İoanna Kuçuradi & Yusuf Örnek, Ankara: TFK.
Alaturka sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
📜 Telif Hakkı Uyarısı: Bu içerik Alaturka tarafından hazırlanmış olup, Telif Hakkı ile korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması, yeniden yayınlanması ya da alıntılanması yasaktır. İçeriğin paylaşılması durumunda, orijinal kaynak olarak tam URL'ye aktif ve arama motorları tarafından takip edilebilir (dofollow) bir bağlantı verilmesi zorunludur.
Kaynak göstermeyen siteler hakkında Google'a Telif Hakkı İhlali (DMCA) bildirimi yapılacaktır.




