Meta CEO’su Mark Zuckerberg, antitröst davasında gündemi sarsan bir iddiada bulundu:
⚖️ Şirketin tekelcilikle suçlandığı davada “sosyal medya”nın artık sosyal olmadığını savundu.
📉 Platformların bireysel etkileşimden kitlelere içerik yayınına dönüştüğünü belirtti.
🆚 TikTok ve YouTube gibi devlerin de aynı pazarda olduğunu öne sürerek tekel olmadıklarını iddia etti.
❓ Bu çıkış, sosyal medyanın geleceği ve algısı hakkında büyük bir tartışma başlattı.
Zuckerberg’den Sosyal Medya Tanımını Değiştiren İtiraf
Meta’nın kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, şirketine karşı açılan antitröst davasında verdiği ifadede, geleneksel “sosyal medya” tanımını kökünden sorgulayan açıklamalarda bulundu. Federal Ticaret Komisyonu (FTC) tarafından Meta’nın sosyal medya pazarında tekel oluşturduğu iddiasıyla açılan davada konuşan Zuckerberg, bugünün platformlarının artık sanıldığı gibi “sosyal” olmadığını savundu.
Sosyal Medya Artık “İçerik Yayını” Mecrası Mı?
Zuckerberg’in ifadelerine göre, Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi dev platformlar, zaman içinde temel işlevlerini değiştirdi. Başlangıçta bireylerin arkadaşlarıyla iletişim kurduğu ve etkileşimde bulunduğu mecralar olan bu platformlar, artık büyük ölçüde kitlelere yönelik içeriklerin (videolar, gönderiler vb.) tüketildiği alanlara dönüştü. Meta’nın savunmasında sunulan istatistikler de bu değişimi destekler nitelikte; kullanıcıların yakın arkadaşlarına ait içeriklere ayırdığı zamanın belirgin şekilde düştüğü belirtiliyor.
Meta’nın Savunması: Rakip Çok, Tekel Yok
Antitröst davasının merkezindeki “tekel” suçlamasına karşı Meta, sektördeki rekabetin boyutunu vurguluyor. Şirket, TikTok, YouTube, hatta mesajlaşma uygulaması iMessage gibi farklı formatlardaki platformların da aslında aynı “dikkat ekonomisi” içinde yarıştığını ve kullanıcıların zamanı için mücadele ettiğini öne sürüyor. Bu geniş tanım üzerinden, Meta’nın tek başına bir pazara hakim olmadığı ve dolayısıyla tekelcilik yapmadığı savunuluyor.
Antitröst Davasının Zorluğu: Pazar Tanımındaki Muğlaklık
FTC, Meta’nın özellikle geçmişte Instagram ve WhatsApp gibi platformları satın alarak rekabeti engellediğini ve sektördeki yenilikçiliği yavaşlattığını iddia ediyor. Ancak davanın en kritik noktalarından biri, “sosyal medya pazarı”nın net bir tanımının olmaması.
Zuckerberg’in de işaret ettiği gibi, eğer pazar sadece birebir sosyal etkileşim değil, aynı zamanda geniş içerik tüketimini de içeriyorsa, Meta’nın rakipleri çok daha çeşitli ve sayıca fazla hale geliyor. Bu belirsizlik, FTC’nin tekelcilik iddiasını kanıtlama konusunda zorluk yaşamasına neden oluyor. Davanın sonunda Meta’nın bölünmesi gibi ciddi yaptırımlar gündeme gelebilecek olsa da, davanın seyri ve sonucu, pazar tanımının nasıl yapılacağına ve genel siyasi/regülatör yaklaşımlara bağlı olacak.
Alaturka sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
📜 Telif Hakkı Uyarısı: Bu içerik Alaturka tarafından hazırlanmış olup, Telif Hakkı ile korunmaktadır. İzinsiz kopyalanması, yeniden yayınlanması ya da alıntılanması yasaktır. İçeriğin paylaşılması durumunda, orijinal kaynak olarak tam URL'ye aktif ve arama motorları tarafından takip edilebilir (dofollow) bir bağlantı verilmesi zorunludur.
Kaynak göstermeyen siteler hakkında Google'a Telif Hakkı İhlali (DMCA) bildirimi yapılacaktır.
